top of page
  • Twitter
  • Instagram
  • YouTube

Rusya Ukrayna Savaşı ve Çin’in 12 Noktası

28.02.23

Yazan:

Tugay Karayel

Bu bölümümüzde kısaca Rusya-Ukrayna savaşındaki uluslararası ilişkileri ilgilendiren en son gelişmeleri değerlendirirken, geçmişe doğru da hızlı bir bakış atacağız.

Bilindiği üzere Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etme girişimlerinin başlıca sebeplerinden biri AB-Ukrayna ilişkilerinin son derece yakınlaşması ve Ukrayna’nın AB üyeliği için gösterdiği çabaydı. Rusya’ya göre Ukrayna’nın AB üyesi olmasına müsaade edilmesi demek, yarın öbür gün Ukrayna NATO’ya girmek için başvuru yaptığında çaresiz bir biçimde Amerikan tanklarını kendi sınırlarında karşılamak zorunda kalmak demekti. Oysa Ukrayna’yı bir uydu devlet gibi dışarıdan yönetmek ve düşmanı sınırların çok daha ötesinde karşılamak Rusya için paha biçilemez bir avantajdı. İşte bu büyük avantajın karşısında engel olarak kriz anlarında kenetlenme konusunda oldukça başarısız bir Avrupa Birliği ve Ukrayna’ya vaatlerinde samimi olmayan bir ABD vardı Rusya’ya göre. Dolayısıyla Ukrayna olası bir saldırı halinde uzun süre dayanamayacak, Ukrayna’ya destek olma konusunda geç kalan Avrupa Birliği ise büyük prestij kaybedecek, adeta çatırdayacaktı. Hatırlanacağı üzere AB zaten pandemi döneminde maske ve aşı krizi gibi literatüre yeni giren sorunlarla uzun süre çalkalanmış, “Avrupalı” kimliği ve zor zamanda kenetlenme olgusuna duyulan inanç fazlasıyla zarar görmüştü. Fakat Rusya umduğunun tam tersini buldu. Zira Avrupa Birliği ülkeleri Rusya’nın Ukrayna işgali karşısında beklenmediği kadar birlikte hareket etti ve iki gün önce onuncusu açıklanan “Rusya’ya AB Yaptırımları” paketleri peş peşe ilan edildi. Batı tarafından neredeyse her türlü ekonomik, siyasi kültürel organizasyondan dışlanan Rusya, 15 Mart tarihinde Avrupa Konseyi’nden bile atıldı. 2. Çin’in 12 Maddelik Metni Tabi Scholz’un Ukrayna’ya gönderim kararı aldığı tankların kullanımı Ukrayna için sınırsız bir özgürlük içerisinde gerçekleşecekmiş gibi görülmemeli. Zira son günlerde özellikle Alman halkının bu tankların Ukrayna tarafından Rusya’ya karşı sadece savunma maksatlı değil, ayrıca Moskova’ya doğru bir saldırı için de kullanabileceği yönündeki kaygıları o kadar geniş bir yankı buldu ki Alman Şansölye bu konu hakkında açıklama yapma ihtiyacı hissederek, Leopard-2'lerin Ukrayna tarafından sınır ötesi bir saldırı için kullanılmasının Ukrayna devleti adına “akıllıca” bir hamle olmayacağını, bu yüzden Ukrayna’nın Batı’dan aldığı tankları savunma maksadı dışında kullanmaması gerektiğini belirtti. Ukrayna’nın hayati derecede önemli olan ilk hedefi Rus işgaline karşı koymak, bunu hepimiz biliyoruz. Fakat Ukrayna lideri Zelenski’nin rüzgarı tamamen arkasına almayı başarmış bir ülkenin lideri olarak savaşın gidişatını hangi yöne ilerleteceği bir muamma. Zira her ne kadar çok fazla konuşulmasa da Zelenski’nin başı ülke içerisindeki anti-demokratik yolsuzluk operasyonları yüzünden dertte. Muhalefet Zelenski’nin her ne kadar savaş süresince halkı kenetlemeyi çok iyi başardığını kabul etse de aynı zamanda savaşın Zelenski hükümeti tarafından daha otokrat bir baskı rejimi kurma aracı olarak kullanıldığını da iddia ediyor. Rusya’nın 2022 yılındaki ilk saldırısından bir hafta önce Ukraynalı liderle görüşmek ve bir savaş stratejisi oluşturmak isteyen muhalefetten bazı isimler, Zelenski’nin Rusya’dan her ne olursa olsun bir saldırı gelmeyeceğine inandığı için bu görüşme teklifini reddettiğini söylüyorlar. Günümüzde dünya liderlerinin çoğunun kullandığı bir araç olan popülizm, Ukraynalı liderin de sıklıkla kullandığı bir araç. İşte bu yüzdendir ki, büyük halk kitlelerini peşinden oldukça iyi bir biçimde sürükleyen Zelenski’nin ülkesini Rus işgalinden arındırabilmesi durumunda intikam almak amacıyla sınır ötesi bir saldırıya sıcak bakıp bakmadığı konusunda Batı’nın endişeleri oldukça haklı. Nükleer bir güç olan ve bu gücünü sık sık hatırlatmaktan çekinmeyen Rusya’nın böyle bir saldırıya tepkisini düşünmek bile oldukça korkutucu. Geçtiğimiz günlerde eski Amerikan Başkanı Donald Trump’ın söylediği “Üçüncü Dünya Savaşı hiç bu kadar yakın olmamıştı” sözü dehşet verici olsa da kulağa abartı gibi gelmiyor. Son olarak gelelim Çin’in geçtiğimiz günlerde açıkladığı 12 Maddelik “barış” metnine. Çin Dış İşleri Bakanlığı’nın açıkladığı 12 maddelik metni incelediğimizde Çin’in “ülkelerin egemenliğine saygı duyma”, “Soğuk Savaş mantalitesini bırakma” “düşmanlıkları bitirme” gibi bir dizi barışçıl öneride bulunduğunu görebiliyoruz. Bunların yanı sıra Çin, “tek taraflı yaptırımların durdurulması” maddesiyle de Rusya’nın yalnızlaşmasının önüne geçmeye çalışıyor gibi görülebilir. Ayrıca nükleer tehlike içeren alanların koruma altına alınması ve tahıl koridoru anlaşmasının sürdürülmesi gibi önerilerle de tüm dünyayı ilgilendiren sorunlar hakkında pozitif bir tutumu sergilemeye çalışıyor. Her ne kadar AB ve NATO Çin’i taraf tutmakla eleştirse de (ki Çin’in Rusya’ya verdiği maddi ve askeri desteğin son zamanlardaki artışı düşünülünce bu hiç de haksız bir eleştiri değil) Vlodimir Zelenski’nin Çinli lider Xi ile barış hakkında görüşmeler yapmaya sıcak baktığını açıklaması herkesi şaşırtmış durumda. İlerleyen günlerde Zelenski ve Xi arasında bir görüşme olur mu, bu görüşmenin potansiyel sonuçları ne olur?

24 Şubat 2022 tarihinde Vladimir Putin liderliğindeki Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etme girişimiyle başlayan savaş geçtiğimiz günlerde birinci senesini doldurdu. Henüz savaşın ilk günlerinde Ukrayna’nın Rus saldırısına karşı bir hafta bile dayanamayacağı konuşulurken, savaşın birinci yılındaki durum tüm basmakalıp gelecek senaryolarını adeta boşa çıkardı. Bu bölümümüzde kısaca Rusya-Ukrayna savaşındaki uluslararası ilişkileri ilgilendiren en son gelişmeleri değerlendirirken, geçmişe doğru da hızlı bir bakış atacağız.

"Bilindiği üzere Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etme girişimlerinin başlıca sebeplerinden biri AB-Ukrayna ilişkilerinin son derece yakınlaşması ve Ukrayna’nın AB üyeliği için gösterdiği çabaydı."

1. Batı’nın Kenetlenmesi ve Rusya’nın Sistemin Dışına İtilmesi








Üstelik Avrupa Birliği sadece Rusya’ya yaptırım uygulamakla da kalmadı, Ukrayna’ya da gerek maddi gerekse askeri olarak pek çok destekte bulundu. Şüphesiz geçtiğimiz ay Almanya’nın Ukrayna’ya Leopard-2 tanklarının gönderimini onaylaması ve Alman şansölye Olaf Scholz’un diğer AB ülkelerinden de Leopard-2 tank sevkiyatı için daha hızlı hareket edilmesini istemesi AB’nin askeri yardımlarının bugün ulaştığı seviyeyi bize net bir biçimde gösteriyor.








Her ne kadar Rusya resmen saldırıya geçtikten sonra muhalefetle görüşme yapmayı kabul etmiş olsa da bu görüşmeden bugüne kadar yaklaşık bir yıl boyunca muhalefetle başka bir görüşmede bulunmayı reddetmiş olması Ukrayna’da Zelenski’nin demokrasi konusunda zayıf bir lider olarak görülmesine yol açıyor.








Diğer Yazılar

08.01.25

Trump'tan "Donroe Doktrini" İlanı: "Grönland Bizim Toprağımız!"

Donald Trump, bugün Florida'daki malikanesi Mar-a-Lago'da yaptığı bir açıklamada Grönland'ın ABD topraklarına dahil edilmesi gerekliliğini bir kez daha vurguladı. Trump, bu talebinin özellikle "ulusal güvenlik ve bağımsızlık" amaçlarına hizmet edeceğini belirtti ve Grönland'ı ABD için "kritik bir bölge" olarak tanımladı.

29.12.24

ABD’nin Küresel Hegemonluğu Terk Ettiği Bir Dünyada Yeni Liberal Uluslararası Dünya Düzenini Neler Bekliyor?

2016 yılı ABD tarihi açısından önemli bir kırılma noktasıydı. Zira Donald Trump gibi nevi şahsına münhasır bir lider başkanlık koltuğuna oturmuştu. Mevcut konjonktürün aksine Trump artık Avrupa’nın abisi rolünü ABD’ye daha fazla oynatmak istemiyordu. Ekonomik olarak külfetli olduğu için ABD kendisini doğrudan ilgilendirmedikçe hiçbir soruna müdahil olmamalı ve kendi çıkarını öncelemeliydi.

22.11.24

Milliyetçilik, Millet ve Toplum Üzerine

Milliyetçilik kavramı, her ne kadar bugün kullandığımız modern anlamıyla tarih sahnesine Fransız İhtilali zamanı çıkmış olarak kabul edilse de aslında tarih boyunca hep olagelmiş bir mefhumdur. Bu kavramın ilk örneklerini insanlığın ilk kabilelerinde ve klanlarında görmek mümkündür.

bottom of page