top of page
  • Twitter
  • Instagram
  • YouTube

İtalya-Afrika Zirvesi'nde Gündem Meloni'nin "Mattei Planı"

29.01.24

Yazan:

Tugay Karayel

28-29 Ocak 2024 tarihlerinde Roma'da düzenlenen İtalya-Afrika Zirvesi'nde, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'nin göreve geldiği günden bu yana üzerinde durduğu "Mattei Planı" çerçevesinde, Afrika kıtasında enerji, göç ve kalkınma konusunda İtalya'nın planları görüşülüyor.

Merhaba sevgili Ulidergi okuru. Bugün güncel olarak Avrupa ve Afrika gündeminin en sıcak konusu olan İtalya-Afrika Zirvesi ve bu zirvede Meloni tarafından açıklanan Mattei Planı'nı tartışacağız. İyi okumalar.

"İtalyan enerji şirketi ENI'nin kurucusu Enrico Mattei'nin soyadından ilham alan Mattei Planı, İtalya'nın Afrika'da çizmek istediği yeni bir imaj olarak yorumlanabilir".

28-29 Ocak 2024 tarihinde İtalya'nın başkenti Roma'da İtalya-Afrika Zirvesi isminde bir zirve düzenlendi. Söz konusu zirvenin esas gündem başlığı elbette ki İtalya Başbakanı Meloni'nin İtalya-Afrika ilişkilerinde yeni bir dönem inşa etmeyi planladığı "Mattei Planı'ydı". Öncelikle planın isminin nereden geldiğine bakalım. Söz konusu Mattei ismi, eski İtalya temsilciler meclisi üyesi ve ünlü İtalyan enerji şirketi ENI'nin kurucusu Enrico Mattei'den gelmekte. Bu ismin tercih edilmiş olması elbette Mattei'nin 1950'lerde İtalya'nın Afrika ülkelerinin ekonomik ve doğal kaynaklar bakımından gelişimine destek olmasını savunan fikirleri göz önünde bulundurulduğunda oldukça anlamlı. Fakat planın içeriğinin ismi kadar anlamlı olup olmadığı bir tartışma konusu.


Mattei Planı, Meloni tarafından sıklıkla "yağmacı olmayan (non-predatory)" yönüyle ifade ediliyor. Yani aslında başbakanın çizmek istediği yeni Afrika politikası, İtalya'nın tarihten gelen sömürgeci imajını yeniden şekillendirme hedefini içeriyor. Fakat plan gerçekten sadece Afrika ülkelerinin sosy-ekonomik gelişiminin İtalya tarafından desteklenmesi mi yoksa farklı faktörler de projenin şekillenmesinde rol oynuyor mu gelin beraber bakalım. 


Yasadışı Göç 

İtalyan siyaset yelpazesinin en sağında yer alan Başbakan Meloni'nin söz konusu planı gündemine taşımasındaki temel sebeplerden bir tanesi elbette ki Afrika'dan İtalya'ya doğru gerçekleşen yasa dışı göç. İtalyan lider her ne kadar Mattei Planı ile Afrika ülkelerinin ekonomilerini güçlendirme sözü vermiş olsa da bunu karşılıksız olarak yapmıyor. Aksine, Afrika ülkelerinden de vatandaşlarının düzensiz biçimde Avrupa'ya ulaşma maceralarının önüne geçmesi bekleniyor. Dolayısıyla İtalya'nın maddi destek olarak sunduğu "havuç" faydalanacak ülkelerin düzensiz göçü önlemekteki başarısına bağlanmış oluyor. İtalya'ya ulaşan düzensiz göçün %80'inin Kuzey Afrika ülkelerinden kaynaklandığı düşünüldüğünde bu durum daha da iyi anlaşılıyor.

Enerji

Halihazırda gaz tedariğinin %40'ından fazlasını Afrika ülkelerinden tedarik eden İtalya bu planla Afrika'daki enerji sektörüne de yatırım yapmayı planlıyor. Öte yandan yatırımın esas hedefinin fosil kaynaklara yönelik olması tepki çekiyor. Özellikle bu durumun Avrupa Birliği'nin yeşil dönüşüm hedefleriyle çatışıyor olması planın gerçekçiliğinin ve uygulanabilirliğinin sorgulanmasına neden oluyor.

Finansman

Şu ana kadar planın finansmanı ile alakalı açıklanmış olan rakam 3 Milyon Euro olarak belirtilmiş. Ancak bu rakamın elbette ki yatırım yapılması planlanan bölge için yeterli bir miktar olmadığı aşikar. Fakat İtalya'nın tek başına bu bölgeye daha büyük bir yatırım yapması da mümkün gözükmüyor. Ayrıca Meloni'nin 2023 bütçesini hazırlarken ilk kesintiye uğrattığı kalemin dış yardımlar olduğunu da hatırladığımızda, kendisinin Mattei Projesi'nin uygulanması için kullanmaya gönüllü olacağı kaynak miktarını cömert bir biçimde belirleyeceğini düşünmek de pek mantığa uymuyor.

Çin ve Rusya'yı Dengelemek

Son yıllarda bilindiği üzere Çin ve Rusya'nın Afrika kıtasına ilgisi önemli ölçüde artmış durumda. Özellikle Rusya'nın kıtada askeri varlığını kurduğu yeni üslerle geliştirdiğini söylemek mümkün. Çin'in ise son birkaç yılda (özellikle 2020 sonrası) kıtada ekonomik yatırımlara ve bölge ülkelerine kredi verilmesine yöneldiğini, öte yandan Çin kültürünün bilinirliğini artıracak düşünce kuruluşlarını da pek çok Afrika ülkesinde kurarak sosyo-ekonomik bir etki alanı kurmaya çalıştığınız gözlemliyoruz. İşte bu bakımdan pek çok eski sömürgeci Avrupa ülkesi gibi bölgedeki etkinliğini kaybetmekten çekinen İtalya'nın bu projeyi özellikle Kuzey Afrika'da kendi etki alanını korumak için ortaya koyduğu da düşünülebilir.

Meloni'nin Von Der Leyen Planı

Her ne kadar proje için açıklanan miktar 3 Milyon Euro olsa da bazı kaynaklara göre Meloni; Cezayir, Libya, Fildişi Sahili, Tunus ve Etiyopya gibi ülkelere 5-7 yıllık bir süreç içerisinde 4 Milyon Euro'yu bulacak bir yatırım yapmayı planlıyor. Söz konusu yatırımı gerçekleştirirken ENI ve Enel gibi enerji şirketlerine önemli vergi indirimlerinde bulunmayı planlayan İtalyan başbakanın aynı zamanda Ursula Von der Leyen'in yeniden Komisyon başkanlığına seçilmesi için Avrupalı Muhafazakarlar'ı ikna etmeye çalıştığı iddia ediliyor. Bu noktada yine Mattei Planı'nın Afrika'dan İtalya'ya düzensiz göçü durdurmaya yönelik yönünün bir ikna aracı olarak değerlendirileceği düşünülüyor.


İşte sözü geçen konu başlıkları düşünüldüğünde planın ne kadar başarılı olacağı bir soru işareti olarak gözükse de, göreve geldiği günden bu yana düzensiz göçle mücadelede arzu ettiği başarıyı gösteremeyen Meloni'nin böylesine proaktif bir adım atmış olması Avrupa siyaseti açısından pozitif bir gelişme olarak okunabilir. Öte yandan Afrika ülkeleri ve Afrika Birliği'nin İtalya'nın çizmeye çalıştığı yeni "yağmacı olmayan" imajdan ne kadar faydalanabileceğini ise zaman gösterecek.

Diğer Yazılar

08.01.25

Trump'tan "Donroe Doktrini" İlanı: "Grönland Bizim Toprağımız!"

Donald Trump, bugün Florida'daki malikanesi Mar-a-Lago'da yaptığı bir açıklamada Grönland'ın ABD topraklarına dahil edilmesi gerekliliğini bir kez daha vurguladı. Trump, bu talebinin özellikle "ulusal güvenlik ve bağımsızlık" amaçlarına hizmet edeceğini belirtti ve Grönland'ı ABD için "kritik bir bölge" olarak tanımladı.

29.12.24

ABD’nin Küresel Hegemonluğu Terk Ettiği Bir Dünyada Yeni Liberal Uluslararası Dünya Düzenini Neler Bekliyor?

2016 yılı ABD tarihi açısından önemli bir kırılma noktasıydı. Zira Donald Trump gibi nevi şahsına münhasır bir lider başkanlık koltuğuna oturmuştu. Mevcut konjonktürün aksine Trump artık Avrupa’nın abisi rolünü ABD’ye daha fazla oynatmak istemiyordu. Ekonomik olarak külfetli olduğu için ABD kendisini doğrudan ilgilendirmedikçe hiçbir soruna müdahil olmamalı ve kendi çıkarını öncelemeliydi.

22.11.24

Milliyetçilik, Millet ve Toplum Üzerine

Milliyetçilik kavramı, her ne kadar bugün kullandığımız modern anlamıyla tarih sahnesine Fransız İhtilali zamanı çıkmış olarak kabul edilse de aslında tarih boyunca hep olagelmiş bir mefhumdur. Bu kavramın ilk örneklerini insanlığın ilk kabilelerinde ve klanlarında görmek mümkündür.

bottom of page