GKRY’in Yeni Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis
17.03.23
Yazan:
Tugay Karayel
Merhaba değerli @ulidergi okuyucuları. Bu yazımızda sizlerle beraber Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde geçen ay gerçekleşen cumhurbaşkanlığı seçiminin sonuçlarını ele alacağız. Keyifli okumalar...

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde ilk turu 5 Şubat, ikinci turu ise 13 Şubat tarihinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçimini Nikos Hristodulidis kazandı. Söz konusu seçimin ilk turunda en yakın rakibine %3’lük bir fark atan Hristodulidis, ikinci turda aşırı solcu AKEL’in desteklediği bağımsız aday olan rakibi Andreas Mavroaynnis’i ise %48,1’e %51,9’luk bir üstünlük ile geçmeyi başardı.
"Yeni dönemle ilgili en çok merak edilen konulardan birisi de elbette adada yeni hükümetle birlikte Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hususunda yeni müzakereler olup olmayacağı."
İktidardaki muhafazakâr partinin adayı olan Averof Neophytou’nun ise seçimin ikinci turunu görmeyi dahi başaramaması Güney Kıbrıslıların değişime olan isteğini fazlasıyla göz önüne seriyor.
Hristodulidis Kimdir?
Hristodulidis’in seçilmesinde en büyük desteğin sağ seçmenden ve sağ partilerden geldiği biliniyor. Dolayısıyla Avrupa Birliği’nde son yıllarda yükselen sağ iktidarlara bir yenisi daha eklendi demek yanlış olmaz. Fakat Hristodulidis’i yalnızca kitlesiyle tanımlamak büyük haksızlık olur. Zira kendisi 2014-2018 yılları arasında hükümet sözcülüğü, 2018-2022 arasında ise dış işleri bakanlığı yapmış eski bir diplomat. Öte yandan 2007-2010 yılları arasında Kıbrıs Üniversitesi’nde de görev yapan Hristodulidis’in akademik yönü de yabana atılmayacak derecede önemli.
Yeni Dönemde KKTC ve Türkiye Politikaları
Yeni dönemle ilgili en çok merak edilen konulardan birisi de elbette adada yeni hükümetle birlikte Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hususunda yeni müzakereler olup olmayacağı. Öncelikle belirtmek gerekir ki, Hristodulidis ve seçmen kitlesi pek adanın birleşmesi taraftarı bir politikadan yana değiller gibi görünüyor. Fakat yine de Hristodulidis’in seçimden on gün sonra KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile gayri resmi bir görüşme yapmış olması umut verici bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Tabi iki tarafın arasındaki derin görüş ayrılıkları unutulmamalı. Zira Kuzey Kıbrıs her zaman için adadaki devletlerin eşit egemenliğine dayalı bir müzakere sürdürmeyi önerirken, Güney Kıbrıs ise KKTC’nin egemenliğini tanımayı reddediyor.
Bir diğer merak konusu olan nokta da elbette seçimin ardından Güney Kıbrıs’ın Türkiye’ye karşı tutumunun ne olacağı. Bilindiği üzere Türkiye Güney Kıbrıs’ı Avrupa Birliği’nde de yer alan resmi adıyla “Kıbrıs Devleti” olarak tanımıyor ve limanlarını Kıbrıs bandıralı gemilere açmamayı sürdürüyor. Zira Türkiye 2004 yılında AB’ye üye olan “Kıbrıs Devleti”ni, Türkiye-AB arasında 1996 yılında kurulan Gümrük Birliğine dahil etmeyeceğini bir ek protokolle açıklamış, bu açıklamanın ardından Güney Kıbrıs da AB-Türkiye müzakerelerindeki 6 fasıla blokaj uygulamıştı.
Hristodulidis'in ise bu konuda seçim kampanyası sırasında öne sürdüğü bir çözüm önerisi var. Buna göre yeni cumhurbaşkanı, gümrük birliğinin güncellenmesi ve Türk vatandaşlarına vize serbestisi sağlanması konusunda Türkiye’ye destek olmayı ve karşılığında Türkiye’nin de limanlarını Kıbrıs bandıralı gemilere açmasını istemeyi planlıyor. Tabi Türkiye açısından adada KKTC’nin egemenliği kabul edilmeden böyle bir çözümün hayata geçirilmesi mümkün değil. Zira Türkiye’nin, bir devlet olarak tanımadığı “Kıbrıs Devleti” ile resmen ticari ilişkiler kurması gerek kısa gerekse uzun vadede Kıbrıs Türkleri'nin güvenliğini tehdit edecek oldubittiler ile karşı karşıya kalınmasına neden olabilir. Vize serbestisi vaadinin 2016 yılında AB’nin bizzat kendisi tarafından da yapıldığı düşünüldüğünde Türkiye’nin sadece bu vaat karşılığında ve Kıbrıs’ta tarafların eşit egemenliğine dayanan çözüm müzakereleri olmadıkça masaya oturması pek de rasyonel gözükmüyor.
Diğer Yazılar
08.01.25
Trump'tan "Donroe Doktrini" İlanı: "Grönland Bizim Toprağımız!"
Donald Trump, bugün Florida'daki malikanesi Mar-a-Lago'da yaptığı bir açıklamada Grönland'ın ABD topraklarına dahil edilmesi gerekliliğini bir kez daha vurguladı. Trump, bu talebinin özellikle "ulusal güvenlik ve bağımsızlık" amaçlarına hizmet edeceğini belirtti ve Grönland'ı ABD için "kritik bir bölge" olarak tanımladı.
29.12.24
ABD’nin Küresel Hegemonluğu Terk Ettiği Bir Dünyada Yeni Liberal Uluslararası Dünya Düzenini Neler Bekliyor?
2016 yılı ABD tarihi açısından önemli bir kırılma noktasıydı. Zira Donald Trump gibi nevi şahsına münhasır bir lider başkanlık koltuğuna oturmuştu. Mevcut konjonktürün aksine Trump artık Avrupa’nın abisi rolünü ABD’ye daha fazla oynatmak istemiyordu. Ekonomik olarak külfetli olduğu için ABD kendisini doğrudan ilgilendirmedikçe hiçbir soruna müdahil olmamalı ve kendi çıkarını öncelemeliydi.
22.11.24
Milliyetçilik, Millet ve Toplum Üzerine
Milliyetçilik kavramı, her ne kadar bugün kullandığımız modern anlamıyla tarih sahnesine Fransız İhtilali zamanı çıkmış olarak kabul edilse de aslında tarih boyunca hep olagelmiş bir mefhumdur. Bu kavramın ilk örneklerini insanlığın ilk kabilelerinde ve klanlarında görmek mümkündür.